Avrupa’nın en yüksek üretim kapasitesine sahip rüzgâr türbin kanadı fabrikasına ev sahipliği yapan İZBAŞ, bu sektörde ana ve yan sanayide faaliyet gösteren firmaların önemli yatırımlarını barındırıyor. 2023 yılını 1 milyar 221 milyon dolar işlem hacmi ve 548 milyon dolar ihracat ile tamamlayan İZBAŞ’ın Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sevimli, yüzde 90 seviyesinde doluluk oranına ulaşan Bölgeye yeni yatırımcı çekerken, önceliklerinin yenilenebilir enerji sektörüne ana ve yan sanayi üretimi yapan firmalar olduğunu vurguladı. Dünyanın önde gelen bağlantı elemanları ve endüstriyel işleme sistemleri üreticisi Alman sermayeli Böllhoff ’un fabrika inşaatının bu yılın ikinci yarısında devreye alınacağını kaydeden Eyüp Sevimli; teknoloji ve sermaye yoğun bu yatırımda rüzgâr enerjisinden otomotive, havacılıktan beyaz eşyaya kadar pek çok sektöre özel üretimler yapılacağını belirtti. Bölgedeki yatırımlarda yenilenebilir enerji, kimya ve gıda sektörünün başı çektiğini kaydeden Sevimli; İZBAŞ’ın İzmir kent merkezine ve ulaşım akslarına yakınlığı ile yatırım yeri seçenekleri arasında ilk sıralarda yer aldığına işaret etti.
“Yenilenebilir kaynak potansiyeli yüksek”
Türkiye’deki RES kurulu gücünün yaklaşık üçte birinin İzmir-Manisa-Balıkesir üçgeninde yer aldığını hatırlatan Sevimli, İZBAŞ’ın da bu üçgenin tam merkezinde konumlandığını vurguladı. İzmir’in yenilenebilir enerjide, dünyada örneği olmayan bir kümelenmeye sahip olduğu bilgisini veren Sevimli, şöyle devam etti: “Türkiye’deki dört türbin kanadı fabrikasının tamamına, yedi kule fabrikasının dördüne, iki döküm tesisinden birisine ev sahipliği yapan bir şehirde bulunuyoruz. Rüzgâr enerjisinde bu ölçekte kümelenen dünyada başka bir şehir yok. İzmir’de rüzgâr sanayisinde faaliyet gösteren firmalar, Türk rüzgâr endüstrisinin toplam cirosunun yüzde 85’ini oluşturuyor. Güneş enerjisinde İzmir ve yakın çevresinde çok sayıda panel üreticisi ve EPC firması faaliyet gösteriyor. Türkiye, halen yaklaşık 160 bin konutun ısınmasını jeotermal enerji ile karşılarken, bunun yüzde 26’sını tek başına İzmir temsil ediyor. Balçova, Narlıdere, Dikili ve Bergama’da 42 bin konutu temiz ve yerli bir kaynak olan jeotermal ile ısıtıyoruz. Bir tarım kenti olan İzmir, özellikle kırsal alanlarında tarım ve kentsel atık kaynaklı ciddi büyüklükte Biyokütle enerjisi potansiyeli barındırıyor. Bugün sıfır noktasında olduğumuz Yeşil Hidrojen üretiminde de İzmir bir hub olma potansiyeline sahip. AB Yeşil Mutabakatı ve 2026 itibarıyla fiilen başlayacak Sınırda Karbon Düzenlemesi uygulamasından en fazla etkilenecek sektörler demir-çelik, çimento, cam, plastik, petrokimya ve rafineri geliyor. Türkiye’de demir-çelik üretiminin yüzde 25’i, rafinaj kapasitesinin yüzde 55’i, petrokimya üretiminin tamamı İzmir sınırlarında yapılıyor. Bu sektörler an itibarıyla Yeşil Hidrojen üretimine odaklanan pek çok yatırım planlıyor. Bugün sessiz gibi görünse de çok yakında Yeşil Hidrojen üretiminde İzmir’i bir merkez kent olarak göreceğiz.”
“İZBAŞ olarak denizüstü RES yatırımlarını dikkatle izliyoruz”
İZBAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sevimli, Türkiye’nin sıfır noktasında olduğu ve büyük potansiyel vadeden yenilenebilir enerji kaynağının denizüstü (offshore) rüzgâr enerjisi santralleri olduğunu söyledi. İZBAŞ olarak denizüstü RES’lerde ana ve yan sanayi ekipman üretiminde doğrudan söz sahibi olmak istediklerini sözlerine ekleyen Sevimli, “İzmir karasal RES’lerde tüm dünyanın alkışladığı başarısını denizüstü RES’ler ile perçinleyebilir. Mevcut kümelenme başarısı İzmir’i bu alanda Ege, Akdeniz ve Karadeniz havzasının en önemli üretim merkezlerinden birisi yapabilir. İlk kanat, ilk kule, ilk nasel, ilk Ar-Ge tesisinin olduğu bir kent İzmir ve bu üretimleri yaparken hiçbir eksiğimiz bulunmuyor” dedi.